Açıköğretim İşletme vs Makine Mühendisliği

Açıköğretim; İşletme

İlleri de mesleğinle alakalı bir işletme, şirket kurma düşüncesiyle veya bir yönetici olarak çalışma düşüncesiyle 2.üniversite olarak kayıt olunur. Fakat bu üniyi okuduğun pek aklına gelmez sorulduğunda, ancak kendi cv ni incelerken yaw be işletme de mi okuyorum denir vize ve finallerinin örgün eğitiminin bahar dönemine denk gelmesi ağır olan dersleri daha da ağırlaştırır 18 cıvarı farklı farklı ders ile boğuşmanı sağlar.güz dönemi ne kadar başarılıysan bahar dönemi ise tam tersi bir o kadar kötüsündür geçmeyi düşündüğün ders sayısı bir elin parmağını geçmez…

açıköğretim sınav vakitlerinde,

Sınav günü sınava girilecek yere gidilirken yolda çıkmış sorular incelenir,

Sınav salonuna girince iç sesim;

– Oha lan ne kadar büyük bunlar hepsi yaşlı başlı insanlar

– Aha bayanlar da var yaw makine sınavlarında görmek imkansıza yakın oluyor

– Bu kesin askerlikten yırtmak için okuyo

– ya makine mühendisliği öğrenci kartımı da mı koysam masaya

– salonda ki en genç benim galiba

– millet bakkal hesap makinesiyle gelmiş benim kisi bilimsel mühendis olduğum acaba anlaşılıyor mudur?

Sınav esnasında;

– mantığa en yakın cevaplar işaretlenir

– anlamsız terim veya işlem sorularında ooo piti piti karemela sepeti ile sayılıp uygun şık işaretlenir

– farklı düşüncelere dalınır , sınavdan sonra yapıcaklar düşünülür, kaç soru yaparsam geçerim bu dersi hesapları yapılır

– Büt e girmediğin için alttan kalan derslerinden sorumlu olduğun kısmı çözüp kalan vaktini matematik sorularını kalem oynatmadan akıldan göz ile çözerek vakit geçirmeye çalışılır , bilgisayar , hukuk sorularına göz atılır

Sınav sonrası;

– Nasıl geçti? bilmem yaptım bişeyler artık açıklandığında anlarız kaç gelcek geçip geçemeyecem die

-Sonuçlar açıklanır 50 – 60 arası

-Amcalar teyzeler sınav sonrası hayıflanırken matematik zordu filan die mühendislik dersi almış biri olarak 26 da 26 yapmanın gururunu hafiften hissedersin

 

İkinci öğretim; Makine Müh.

Vize haftası dağınıktır , stresi büyüktür, 1 1.5 ay boyunca alttan kalan derslerle birlikte bissürü sınava girersin, kendini ders çalışma zorunluluğunda hissedersin fakat hiç bir zaman başaramassın,çünkü sırası gelmez , efkar basar , içersin , sevinir sevinçten içersin,

sınav günü ufaktan sınava çalışma isteği hissedersin , bir şey yapamayınca sınava 2 saat kala okula uğrayıp, 1.öğretime çıkan sorular üzerinden konuyu anlamaya çalışırsın , en kolay sorunun çözüm yolunu öğrenmeye çalışırsın , sınava girersin , sorulan soruların alakası yoktur tüm kolay soruları 1.öğretime sormuş hoca bize gene kazıkları kalmış die düşünürsün , hem daha fazla harç verip bu şekilde hırpalanmaktan hayıflanırsın, sınav öncesi son dk da öğrendiğin soruyu çözmeye uğraşırsın , cevap çıkartamassan da her soruyla uğraştığını belirli etmek için her sorunun altına bildiğin tüm formülleri sıralarsın , sorunun şekillerini çizersin , sınav esnasında finallere kesin günü gününe çalışcam şimdi yapabildiğimi yapayım die içten geçirirsin , sorularda puan hesabına girersin 20 puanlık 2 3 soruyu karalarsın 1i belki doğrudur yarım yarım alsam 30 40 alırım dersin sınav açıklanır 3 , 10  🙂 bazen bildiğin dersler de olur 85 90 beklersin hoca kırsa da 5 10 kırar dersin 60 alırsın gene sevinirsin finale umut doğar.

 

açıköğretim sınavlarına az kalmıştır , çayını yudumlar sabah ki sınavda aklına gelen yazını yazmaya devam edersin… bir iki göz atıp hukuktur maliyedir bambaşka dallarda genel kültürünü ölçmeye gideceksindir. Finaller kapıda önümüzdeki hafta kesin günü günü ne çalışacağım… 😀

mekhanika

“Çünkü o bir makine, yani tabiatın esir edilmiş bir parçasıydı.Frenklerin mekanik diye adlandırdıkları hiyel ilmi de, tabiata emretmenin yegane yoluydu. Müzik kutusu haline soktuğu demir külçesine böylece şarkı söylemesini emreden hiyelci ise, elbette padişahın sadik bir bendesi olarak,gerçek bir büyücüydü.Kısacası hiyel ilmi, emirlere asla karşı gelmeyecek sadık köleleri, yani makineleri yaratma sanatıydı.Makineleri çalıştıran yedi tabiat kuvveti, hiç şüphesiz ki hiyel ilmi sayesinde insanların kudreti ve iktidarı olacaktı.”

“Akçelerin onunu,Frenkçede “ilmi hiyel” demek olan Mekhanika adlı bir kitaba,geri kalanını ise bir okka rakı ile gerekli mezelere yatırmıştı.”

Suç ve Ceza’dan

Suç ve Ceza’dan Semyon Zaharoviç Marmeladov :

“Yoksulluk ayıp değil; bunu bilirim.Serhoşluğun bir erdem olmadığını daha da iyi bilirim.Ama sefalet, muhterem efendim, sefalet ayıptır.Yoksullukta, yaradılışımızın soylu duygularını henüz koruyabilirsiniz! Sefalette ise, bunu hiç kimse, hiçbir zaman yapamamıştır.Sefalete düşmüş bir kimseyi toplumun dışına atmak için sopayla kovalamazlar da süpürgeyle süpürürler; bu , onu daha da alçaltmak içindir. Hakları da yok değil; çünkü sefalete düşünce kendi kendimi ilk aşağılayacak olan benim.Meyhaneye de bunun için geliyorum.”